5* Dlx Gemisi İle Mekong Jewel İle Vietnam Kamboçya Mekong Nehri

İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Terminali, Türk Havayolları kontuarı önünde saat 00.00’da buluşma. Check-in, pasaport ve gümrük işlemleri sonrası Türk Havayolları’nın TK 162 no’lu seferi ile saat 03.05’de Ho Chi Minh City Tan Son Nhat Uluslararası Havalimanı‘na hareket. Yerel saat ile 16.20’de varış. Havalimanında bizleri bekleyen aracımız ile 5 Yıldızlı Park Hyatt Saigon Otel’e transfer. Otele giriş işlemleri sonrası serbest zaman. Geceleme otelimizde.

Kahvaltı sonrası panoramik Ho Chi Minh City turu yapılacaktır. Bugünkü panoramik şehir turunuzun ilk durağı şehrin Vietnam tarihindeki bir dönüm noktası yer olan Independence Palace(Yeniden Birleşme Sarayı, eski adıyla Bağımsızlık Sarayı) olacaktır. Vietnam Savaşı’nın sonunu simgeleyen bu yapı ve savaş hakkında rehberlerimiz sizleri bilgilendirecektir. Daha sonra özel aracımızla panoramik olarak Fransız Sömürgeciliğinin kalıntılarından olan Saygon Opera Binası(Paris teki Petit Palais örnek alınarak inşaa edilmiştir), Belediye Binası(Paris teki Hotel de Ville örnek alınarak inşaa edilmiştir) göreceğimiz yerlerdendir. Tur esnasında kenti keşfetmeniz için serbest zamanınız olacaktır. Tur sonrası otelimize transfer.

Kahvaltı sonrası otelimizden çıkış işlemleri sonrası yapacağımız Cu Chi Tünellleri yolculuğumuzda Vietnam’ın kendisini Batı kontrolünden kurtarmak için verdiği uzun mücadelenin büyüleyici yönünü keşfedeceksiniz. 1945 yılında Saygon'un eteklerinde Viet Minh(Silahlı Kuvvetler) tarafından Fransız hava saldırılarına karşı korunmak amacıyla başlatılan bu tüneller, 1960'larda Viet Cong(Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesi, Silahlı Örgüt) tarafından kilometrelerce genişletildi. Bubi tuzaklı tünellerden oluşan bir ağ, yaralıların tedavi edildiği ve çocuklara eğitim verildiği yer altı odalarına açılıyordu. Bu ağın yalnızca küçük bir kısmı halka açıktır. Cesursanız, yakından bakmak için bir tünele inebilirsiniz.Öğle yemeğinin ardından, önümüzdeki yedi gece boyunca zarif eviniz olan Mekong Jewel geminize götürülecek ve güzel Mekong'a yelken açacaksınız. Bu akşam geminizde Vietnam temalı leziz bir akşam yemeğinin tadını çıkarın. 

Kahvaltı sonrası rehberimiz eşliğinde Mekong’da köy hayatını deneyimleyeceksiniz. Bir Sampan adı verilen tekne/boat ile adım atın (bu teknenin tarzı gelenekseldir, ancak bineceğiniz gemi genellikle bu sularda kullanılanlardan çok daha lükstür) ve Cai Be limanına akın eden yerlilere katılın. Buradaki yüzen pazarda tüccarlar, karpuz, hindistancevizi veya bir salkım muz gibi bir örneği uzun bir bambu direğe iliştirerek sattıkları ürünlerin reklamını yapıyor, böylece potansiyel müşterileri ne sattıklarını kolayca görebiliyor. Mekong Deltası kasabalarına özgü renkli ve canlı bir manzara, ancak benzer köylerin birkaçında arka planda Fransız Gotik tarzı güzel bir katedral bulunuyor. Kasabaya yelken açacak ve 19. yüzyılın başlarında kraliyet ailesinin bir üyesi için inşa edilen An Kiet Evi'nin yakınına ineceksiniz. Süslü bir şekilde oyulmuş antika paravanlar ve mobilyalar size Güney Vietnamlı ailelerin ne kadar zengin yaşadığına dair bir fikir veriyor. Sağlam bir zemindeyken delta yaşamının başka bir yönüne bir göz atın: Vietnam dünyanın en büyük pirinç üreticisi ve ihracatçılarından biridir ve Mekong Deltası ülkenin "pirinç kasesi" olarak bilinir. İşçilerin pirinç kağıdı ve pirinç şarabından geleneksel pirinç şekerine kadar her şeyi yaptığı yerel bir işletmeyi ziyaret ettiğinizde, bu temel gıda ve bunun bölge için önemi hakkında her şeyi öğreneceksiniz. Tur sonrası gemimize transfer. Geceleme gemimizde.

Kahvaltının ardından Sampan Tekne/Boat ile Sa Dec ‘teki köylülerin günlük rutinlerini gözlemleyeceksiniz. Huynh Thuy Le House isimli renkli bir tapınağı ziyaret edip, ardından Gieng Adası'na doğru yola çıkacaksınız. Yerel bir ailenin yaptığı tütsü çubukları ve konik şapkaları göreceksiniz.   

Huynh Thuy Le House'a giderken kalabalık ve renkli bir yerel pazarda yürüyeceksiniz. Tezgahlarda yılan, taze balık, kıyafet ve çiçeklerden mangostenlere kadar her şeyin satıldığı tezgahlar 19. yüzyılın sonlarından kalma, çok satan Fransız romancı Marguerite Duras'ın meşhur ettiği bir evi göreceksiniz. Duras gençlik yıllarını Sa Dec'de geçirdi ve ödüllü romanı The Lover'ın, zengin bir Çinli toprak sahibinin oğlu Huynh Thuy Le ile yaşadığı talihsiz aşk ilişkisine dayandığı söyleniyor. Vietnam'ın geçmişinin başka bir yönüne dalmak için hareketli Sa Dec'den sakin Gieng Adası'na yelken açacağız. Üçgen şeklindeki ada, ülkenin en büyük Katolik cemaati olduğu bir döneme tarihlenen şaşırtıcı sayıda 19. yüzyıl Katolik kilisesi ve manastırına ev sahipliği yapmaktadır. Vietnam. Fransisken manastırı ve Providence rahibe manastırı büyük ölçüde terk edilmiş olsa da, görkemli Gieng Adası Kilisesi hâlâ günlük kullanımdadır. Geceleme gemimizde.

Vietnam-Kamboçya sınırından çokta uzak olmayan, geleneksel Khmer Eşarplarının önemli bir üreticisi olan yerel ada köyü Hong Ngu'yu ziyaret edeceğiz. Köydeki birçok evde dokunduğu için süreci ilk elden görme fırsatına sahip olacaksınız. Ayrıca Vietnam'ın bu bölgesinde Hoa Hoa'da kurulan eşsiz bir dine adanmış yerel bir tapınakta da duracağız.

Mekong Deltası'nda sakinler su üzerinde yaşıyor, çalışıyor, deltanın onlara verdiklerini topluyor ve hiçbir şeyi israf etmeden geçimlerini sağlamak için satabilecekleri veya yiyeceklere dönüştürüyorlar. Bugün, sizi büyük nehrin kıyısındaki yüzen köylerden Tan Chau kasabasına götürecek bir sampan turu sırasında bu yaşam tarzının tadına varacaksınız. Vietnam'ın yerli dini Cao Dai'ye (Budizm, İslam ve Hıristiyanlık dahil olmak üzere en büyük dünya dinlerinin yanı sıra Joan of Arc'tan Thomas Jefferson ve Victor Hugo'ya kadar uzanan bir aziz panteonunu içeren bir inanç) adanmış bir tapınakta duracağız. Her tapınakta İlahi Göz'ün bir görüntüsü belirir ve tapınağı süsleyen her rengin özel bir anlamı vardır. Tapınağı ziyaret ettikten sonra bir çekçeke(bisiklet taksi) atlayıp, deltada yetişen sazlardan elle dokunan sepetleri ve hasırları izleyebileceğiniz bir fabrikaya gideceğiz ve yüzen balık çiftliğini inceleyeceğiz. Deniz ürünlerinin yetiştirilmesi ve hasadı Vietnam'ın en hızlı büyüyen endüstrilerinden biridir ve sergilenen verimlilik ve yaratıcılık karşısında hayran kalacaksınız. Balıkları besleme şansınız bile olabilir. Daha sonra kanallardan geçerek Evergreen Adası'na gitmek için sampanımız dönecek; burada köyün içinden geçen bir çekçek, kazıklar üzerine inşa edilmiş geleneksel evleri ortaya çıkarır; bu, Mekong Nehri'nin yükselip kıyı boyunca uzanan tüm kasabalara yayıldığı yağmur mevsiminde önemli bir önlemdir. nehir. Bu öğleden sonra Vietnam sınırını geçeceksiniz ve yarın heyecan verici yolculuğunuzun bir sonraki ayağı için Kamboçya'nın başkenti Phnom Penh'de uyanacaksınız.

Bugün Kamboçya Krallığı'nın gelişen başkenti Phnom Penh'i keşfedeceksiniz. Üç büyüleyici nehrin kavşağında duruyor ve Fransız sömürgesi, Khmer, modern ve aradaki her şey gibi mimari tarzların baş döndürücü bir karışımını temsil ediyor. Burada çok sayıda büyüleyici Budist tapınağı, sarayı ve eserinin ortasında, nehir kenarında büyüleyici bir gezinti yeri bulacaksınız.

Bir tuk tuk(motor taksi) sizi, Kamboçya'nın Fransız Çinhindi'nin bir parçası olduğu 1860'larda Fransız sömürge yöneticileri tarafından inşa edilen geniş bulvarlardan aşağıya, Fransız etkisindeki eski binaları, güzel pagodaları ve (biraz şansla) safran cüppeli keşişlerin yanından geçirecek. Kraliyet Sarayı'na giden bu yol klasik Khmer mimarisine sahip bir grup yapıya ev sahipliği yapıyor. Her birinin belirli bir işlevi var: Kuleleri ve uçan gök cisimleriyle Taht Salonu kraliyet taç giyme törenlerine ev sahipliği yaparken, Ayışığı Köşkü dans gösterileri için bir mekan olarak tasarlandı (ancak şimdi resepsiyonlar için kullanılıyor). Yaygın olarak Gümüş Pagoda olarak bilinen ünlü Zümrüt Buda Tapınağı'nın zemini 5.329 gümüş çini ile kaplanmıştır. Pagodanın merkezinde hem zümrüt hem de altından bir Buda heykeli bulunmaktadır (ikincisi yaklaşık 10.000 elmasla süslenmiştir). Ayrıca ülkenin arkeolojik ve sanatsal hazinelerinin eşsiz bir koleksiyonunu sunan Ulusal Müze'yi de gezeceksiniz. Gemide öğle yemeğinin ardından Phnom Penh'in alışveriş ve canlı eğlence mekanlarını gezerek öğleden sonra ve akşamın keyfini çıkarın.

Bugünün öne çıkan gezisi, tüm yolculuğunuzun en derin ve unutulmaz deneyimi olabilir. Kızıl Kmerler’in(Radikal Devrimci Hareket) meşhur Ölüm Tarlaları hakkında bilgi edinecek ve günümüzde Soykırım Müzesi olan eski bir Okul Hapishanesini ziyaret edeceksiniz.

Choeung Ek müzesini çevreleyen meyve bahçelerinin ve pirinç tarlalarının pastoral dinginliğini, Kızıl Khmerler'in acımasız hükümdarlığı sırasında burada gerçekleştirilen korkunç toplu infazları ve Pol Pot(Kızıl Khmer Kurucusu)'un kurbanlarının kafataslarıyla dolu anıtsal Stupa(Budist Yapı) hikayeyi anlatıyor. Bunlar 17.000'den fazla erkek, kadın ve çocuğun katledildiği ve toplu mezarlara gömüldüğü Ölüm Tarlalarıydı. Ancak ilk önce, Phnom Penh'in eteklerindeki eski bir lise olan ve bugün sizin de ziyaret edeceğiniz Tuol Sleng Soykırım Müzesi olan Güvenlik Hapishanesi 21'de (S-21 olarak da bilinir) işkence gördüler. Hapishanedeki gardiyanlar ve personelin çoğu, yaşları 15 ile 19 arasında değişen ergen erkeklerden oluşuyordu; bunların arasında görevi mahkumları belgelemek olan genç bir fotoğrafçı da vardı. Fotoğraflarının birçoğu yok olmasına rağmen, 6.000 tanesi burada duvarlarda sergileniyor. Bu portrelere baktığınızda kederi, korkuyu ve meydan okumayı göreceksiniz. Burada tutulan binlerce kişiden yalnızca yedisinin hayatta kalabilmiştir. Choeung Ek'te öldürülenler, 1975 ile 1979'un başı arasındaki üç yıllık dönemde ölen neredeyse iki milyon Kamboçyalının sadece küçük bir kısmıydı.

 

Dün Kamboçya'nın karanlık geçmişini keşfettik. Bugün ülkenin parlak geleceğinin kutlanmasını deneyimleyeceksiniz. Yerel bir okulda küçük çocuklarla ve evlerindeki dost canlısı köylülerle tanışacak ve yerel Budist rahiplerden unutulmaz bir su kutsaması alma fırsatına sahip olacaksınız.

Yerel bir okulu ziyaret ettiğinizde soruları yanıtlamaya hazır olun (çünkü çocuklar İngilizce pratik yapmayı severler) ve evlerinde köylülerle tanıştığınızda Kamboçya hakkındaki bilgiler edinin. Bir tepenin üzerinde güzel bir konuma sahip olan tapınak kompleksinde durduğunuz zaman daha fazla çocukla karşılaşabilirsiniz.

Wat Hanchey, Mekong Nehri'nin inanılmaz manzaralarına sahiptir; uzaklara doğru uzandığını, bir nehirden çok büyük bir göle benzediğini gördüğünüzde nehrin ne kadar büyük olduğunu gerçekten anlarsınız. Kompleksin kendisi antik ve yeninin olağanüstü bir karışımıdır: Sekizinci yüzyıldan kalma bir Angkor tapınağı ve modern bir Budist tapınağı, eğlenceli şebekler ve devasa, rengarenk boyalı beton heykellerle birlikte bölgeyi paylaşmaktadır. Yola çıkmadan önce yerel keşişlerden geleneksel bir su kutsaması alacaksınız; bu yolculukta yaşayacağınız en kişisel ve dokunaklı anlardan biri.

Bu özel günün sonunu kutlamak ve gemideki son akşamınızı anmak için size Kamboçya temalı şatafatlı bir akşam yemeği ikram edilecek. Yemek odasında yerinizi alın ve bir zamanlar Kamboçya kraliyet ailesine servis edilenler tarzında hazırlanan nefis yemeklerin tadını çıkarın.

Kahvaltı sonrası gemiden çıkış işlemleri ve otobüsle efsanevi arkeolojik alan Angkor'a açılan kapı olan Siem Reap'e hareket. Angkor Wat'un ünlü tapınak kompleksine birkaç dakika uzaklıktaki 5 yıldızlı Sofitel Angkor Phokeethra Golf & Spa Resort Otel’de üç gecenin keyfini çıkaracaksınız.    

Bugün ilk durağımız, genç sanatçıların Apsara (Geleneksel Khmer Dansı) Dansı’nın karmaşık hareketlerini öğrendiği bir sanat derneği olan Tlai Tno olacaktır. Ayrıca Artisans Angkor'un geleneksel Khmer el sanatlarının yeniden dirilişini teşvik eden atölyelerini de ziyaret edeceksiniz. Ahşap veya taştan elle oyulmuş heykeller, lake işleri, ipek tablolar ve ipek kumaşlar (hepsi yerel olarak geleneksel şekilde elle yapılmıştır) burada mevcuttur.

Bugün, artık UNESCO Dünya Mirası alanı olan devasa bir dini kompleks olan Angkor Wat'un antik tapınaklarını keşfedeceğiniz gün olacaktır.

Angkor Wat 900 yıl önce onu inşaa edenler için dini bir anlam taşıyordu. Büyük dikdörtgen hendek, batıya bakan ana kapı, tepelerinde taş nilüferler bulunan kuleler, kocaman gülümseyen taş başlar, sokakların ve binaların düzeni... Dünyanın en büyük dini anıtı olan muhteşem Angkor Wat, Kamboçya'nın en tanınabilir tek simgesidir. Hem boyut hem de kapsam bakımından nefes kesicidir ve dünyadaki en uzun kesintisiz kısma sahiptir. Angkor Wat, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde olmasına rağmen önemi o kadar ölçülemez ki, korunmasını sağlamak için başka koruma kuruluşları da görevlendirildi. Yine de Angkor Wat, antik Khmer İmparatorluğu'nun (9. ve 12. yüzyıllar arasında bu bölgeyi yöneten) kalbindeki bu devasa kompleksin yalnızca bir parçası. Bu, büyük ölçüde ormanın içinde kaybolan yaklaşık 250 mil karelik (64.749 hektar) bir şehrin parçasıydı, ancak kazı çalışmaları devam ediyor (son lazer görüntüleme, orman tabanının altında, yakınlardaki daha da büyük başka bir şehri ortaya çıkardı. tapınak şehri).

NOT: Tapınak ziyaretleri kontrolümüz dışındaki faktörlerden dolayı değişebilir. Bu durumda 11. ve 12. Günlerde gezi sırası değişebilir.

Bugün kraliyet şehri Angkor Thom'un muhteşem kalıntılarına göreceksiniz. 12. yüzyılda Khmer hanedanlığının en parlak döneminde inşa edilen Hindu ve Budist anıtlarından oluşan bu olağanüstü kompleks, bir zamanlar sık orman sarmaşıklarının altında gizlenerek uzun yıllar boyunca dünyanın gözünden kaybolmuştu. Bir zamanlar büyük, kare şeklinde bir şehir olan Angkor Thom, 12. yüzyılda Kral Jayavarman VII tarafından halkının önceki başkentinin ağaçlar tarafından istila edilmesinin ardından kuruldu. Şehri çevreleyen savunma önlemlerini hâlâ görebiliyorsunuz; aslında, hendeği geçerek ve Angkor Thom'u çevreleyen büyük duvardaki karmaşık bir şekilde dekore edilmiş güney kapısına giden yolu çevreleyen taş figürlerin arasından geçerek bir tanesinden gireceksiniz. Kralın ahşaptan yapılmış sarayı çoktan yok oldu, ancak Angkor arkeolojik bölgesinin ikonik bir sembolü haline gelen muazzam oyma kafalara sahip piramidal Bayon Tapınağı da dahil olmak üzere geriye kalan kalıntılar şaşırtıcıdır. Ayrıca Banteay Srei ve Banteay Samre tapınaklarını da ziyaret edeceksiniz.

Ta Prohm'un muhteşem "orman tapınağına" gitmeden önce öğle yemeği için serbest zamanınız olacak. Titizlikle kazılan ve restore edilen diğer Angkor tapınaklarının aksine Ta Prohm neredeyse bulunduğu haliyle bırakılmıştır. Devasa ağaçlar taş duvarlardan ve çatılardan sihir gibi büyüyor, dokunaç benzeri kökleri kapı aralıklarından dökülüyor ve avlulara uzanıyor. Bu insan yapımı harika, yüzyıllar boyunca orman tarafından yeniden ele geçirildi ve onu keşfetmek kesinlikle içinizdeki maceracıyı ortaya çıkaracaktır.

Ta Prohm'dan sonra bitmemiş Ta Keo tapınağına geçeceksiniz. Efsaneye göre, tapınağa yıldırım düştüğünde Ta Keo'daki inşaat askıya alınmıştı; bu olay kötü bir alamet olarak kabul ediliyordu.

Hanoi'ye uçuşunuzdan önce Siem Reap'te serbest zamanın tadını çıkarın. Hanoi’ye varışımızda özel aracımız ile 5 Yıldızlı Sofitel Legend Metropole Hanoi Hotel'e transfer. Geceleme otelimizde

Bugünkü büyüleyici şehir turunda da göreceğiniz gibi, Hanoi'nin zarif bulvarları ağaçlar ve göz alıcı binalarla kaplıdır. Aynı zamanda, Vietnam'ın başkenti olan bu canlı kültür merkezi, hareketli sokaklar, yiyecek satıcıları, müzeler ve tarihi mekanlarla doludur. Geceleme otelimizde.

Gününüzü Hanoi’de bazılarının Asya'nın en güzeli dediği bir şehri keşfederek geçirin. Modern Vietnam'ın kurucusu Ho Chi Minh'in anısına inşa edilen kompleksi ziyaret edeceksiniz. Turumuzda ayrıca MS 1070 yılında Konfüçyüs Tapınağı olarak inşa edilen Edebiyat Tapınağı da yer alıyor. Altı yıl sonra aynı gerekçelerle Vietnam'ın ilk üniversitesi kuruldu. Bugün güzel bahçelerinin ve köşklerinin huzurunu yaşayabilirsiniz. Fransız sömürge döneminden kalma bir hapishane olan Hoa Lo, Vietnam Savaşı sırasında savaş esiri olarak tutulan Amerikalı pilotlar tarafından biliniyordu; kötü şöhretli "Hanoi Hilton"un nemli hücrelerinden birine adım atarsanız, Vietnam tarihinin başka bir yönünü görebilirsiniz.

Kahvaltı sonrası otelimizden çıkış işlemleri ve havalimanına transfer. Check-in, pasaport ve gümrük kontrolleri sonrası Türk Havayolları’nın TK165 no’lu seferi ile saat 22.30’da İstanbul Havalimanı’na hareket.

Yerel saat ile 05.30’da İstanbul Havalimanı’na varış. Turumuzun sonu.